10 Kasım 2015 Salı

FOTOĞRAFLARLA FAHRİ YÜCEL - 2



29.12.1993 Narlıdere
Soldan Sağa : Güler Yücel, Aysel Çetinkaya, Filiz Üyüllü
Sağdan Sola : Fahri Yücel, İsmet Çetinkaya, Ahmet Üyüllü





1/11/1992 - 27/03/1994 dönemimde Narlıdere Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Yıldırım Ulupınar'a makamında verdiğimiz plaket töreninde;

Narlıdere Kaymakamı : Fahri Yücel
Narlıdere Bld. Bşk : Yıldırım Ulupınar
Narlıdere M.Eğ.Md. : Turgay Cinisli
Okul Müdürleri ve Belediye Mensupları


CAMİ KAPI NUMARASI

1960 yılı Eylül ayıydı. Tercan'da göreve başlayalı 15-20 gün olmuştu.
Bir sabah Kaymakamlık önünde büyük bir kalabalık gördüm.
Daireye girdim. Yazı İşleri Müdürü Ziya Bey'den kalabalığın sebebini sordum.
Ziya Bey meseleye daha önce öğrenmişti.

- Efendim dedi. 2 ay sonra yapılacak genel nufüs sayımı nedeniyle binalara numara veriliyor. İlçemizin Ç köyü muhtarı 100 numaralı levhavı camiye taktırınca köye sonradan gelen muhacirlerle köyün yerlileri arasında tartışmalar çıkmış. Muhacirlerin büyük kısmı Muhtarı şikayet için gelmişler.

Bu bilgileri aldıktan sonra şikayetçi köylülerin seçtiği 5 kişilik heyetle; daha sonra da ilçenin J.B.K.'lığında bulunan Muhtarla meseleyi görüştüm.

Şikayetçi köylüler; köyün yerlileri ile köye daha sonra gelen muhacirler arasında zaman zaman anlaşmazlıkların çıktığını, Muhtarın muhacir mahallesindeki cami kapısına 100 numaralı levhayı çaktırdığını, bunun da köyde gerginlik yarattığını, yerlilerin damlarında silahla beklediklerini, muhacirlerin de korkarak ilçeye kaçtıklarını iddia ediyorlardı. Muhtar ise hiçbir kasti hareketinin olmadığını, Okul Müdürünün de kendisine yardımcı olduğunu, levha çakım işinin yönetmeliğe uygun şekilde yapıldığını söylüyordu.

Taraflara sakin olmalarını, hemen köylerine dönmelerini, biraz sonra köye gidip konuyu orada inceleyeceğimi söyledim.

Bir jandarma müfrezesi pikapla; ben, İlçe J.B.K., Muhtar ve şikayetçilerden biri de jeep'le yola çıktık.

Köy fazla uzak değildi.Yolda olayı nasıl çözeceğimi düşünüyordum. Cami kapısındaki numarayı mutlaka kaldıracaktım. Ama Muhtarın bir yanlışı yoksa otoritesini kırmamak için de sebep bulmam lazımdı.

Biraz sonra köye yaklaştık. Önümüzden bir dere akıyordu. Üzerinde yıkık bir köprü duruyordu. Bu köprüden geçildiğinde köye soldan doğru giriliyordu. Şoför köprünün sağ tarafından dereye girip güçlükle karşıya geçti. Ancak köprü üzerinden köye giden yol yüksekte kaldığından sağa doğru yönelip 500-600 m. gittikten sonra köye köprü yoluna ters istikametten girdi.

Jeep'ten indik. Köyü ortadan ikiye bölen yoldan okula kadar yürüdük. Muhtar yolun sağındaki binalara çift, solundaki binalara tek numara vermişti. Uygulaması doğru idi. Bu arada cami kapısına da 100 numaralı levha çakılmıştı.

Ortada pek kimse görülmüyordu. Biraz sonra köyün yerlileri ve muhacirler yavaş yavaş bize doğru gelmeye başladılar. İlçeye gidenlerin de gurup gurupo köye döndükleri görülüyordu.

Her iki gurubu okulda topladık.
Onlara özetle;
Sevgili vatandaşlarım, dedim. 15 gün evvel Tercan'da göreve başladım. Sizlerin dürüst , çalışkan, Devletine ve birbirine bağlı insanlar olduğunuzu; iyi ve tarafsız bir Muhtara sahip bulunduğunuzu öğrendim. Muhtarınız 2 ay sonra yapılacak Genel Nüfus Sayımı dolayısıyla binalara numara vermiş. Yaptığı doğrudur. Ancak bir noktaya dikkat etmemiş. Köyü ilçeye bağlayan tarihi, kadim yolunuz yıkılan köprü üzerinden gelen yoldur. Bu yol köye giriş yolu olarak kabul edilerek köy ortasından geçen binaların sağdakilerine çift, soldakilerine tek numara vermek gerekirdi. Muhtarınız bu yolun halen kullanılmadığını düşünüp köye aksi istimaketten giren geçici yolu köye giriş yolu olarak kabul etmiş. Terslik de buradan doğmuş. Muhtarınız hatasını anlamıştır. Kötü bir niyeti yoktur. Şimdi bu yol üzerindeki bütün binalara yeni istikametine göre numara levhaları çakılacaktır. Bu arada çocukluğumdan beri yakınen tanıdığım Sayın Valimiz Yakup Yücel ile görüşüp gelecek yıl köprünüzü mutlaka yaptıracağım.

Birdenbire bir alkış koptuç Köylülerin gözlerinin içi gülüyordu.
Öğretmen, bekçi ve birkaç kişiyi numara değiştirme işi ile görevlendirdim.
Köylüler arasında anlaşmazlık kalmamıştı. Muhtarı onure ederek şikayetçilerin isteğini yerine getirmiş, yerli ve muhacirleri tokalaştırarak havayı yumuşatmıştım.

Yemekten kalktığımızda numara değiştirme işlemi devam ediyordu. Önünden geçerken caminin kapısına 99 numara denk gelmişti.

VATANDAŞ - HASAN TAŞ

1958'de Palu'ya asil Kaymakam olarak atanmıştım. Göreve başladığım ilk günü daha sandalyeme oturmadan bir vatandaş içeri girdi.

-Hoşgelmişsin Beyim, dedi. Gözümüz yolda kaldı. Bazı memurlarınızdan şikayetçiyim.

Verdiği dilekçede İlçedeki bir çok dairenin amir ve memurlarını şikayet ediyordu. Son sayfayı da jandarmaya tahsis etmişti.

Bu şahsı tanıması ve şikayet konularına daha iyi eğilmesi için telefonla İlçe J.Bl.K.Kd.Yzb. Ruhi Atalay'ı aradım. Kendisi 1 yıldır Palu'da görev yapıyordu.

- Yüzbaşım, dedim. Yanımda bir vatandaş var. Bazı dairelerden ve Teşkilatınızdan şikayetçi. Tanımanız ve dinlemeniz için size gönderiyorum Yüzbaşı.

- Beyefendi dedi. Yanınızdaki vatandaş değil , Hasan Taş'tır.

- Anlamadım.

- Dilekçenin altındaki isme bakar mısınız?

- Evet, Hasan Taş yazıyor.

- Efendim, bu şahıs asılsız şikayetleri nedeniyle herkes tarafından tanınmıştır. İlçeye tayin edilen her amire memurlarını şikayet eder. Bugüne kadar hiçbir şikayetinin aslı çıkmamıştır. Bundan dolayı (o, vatandaş değil Hasan Taş'tır.) dedim.

FOTOĞRAFLARLA FAHRİ YÜCEL - 1


Milliyet Gazetesi 04.10.1996




                                          Hürriyet / Ege Gazetesi 07.11.1994

                                                         Narlıdere / Narköy Eylül 1996









AYRAN

1955'te Sarız'da Kaymakam Vekili'ydim.

Uzak bir köye gitmek üzere jeep ile yola çıktım. Jeep köyün içinden geçerken Muhtar evine davet etti. Üstü yarı kapalı avluda oturduk. Ne içeceğimi soran muhtara "Ayran içelim" dedim. Muhtar, "Ayran olur mu Bey'im, çay verelim." diyerek karşı odaya doğru "Kaymakam Bey'e çay yap hanım." diye seslendi. Ben havanın çok sıcak ve işimin çok acele olduğunu söyleyip ısrarla ayranı istediysem de faydası olmadı. Daha sonraki günlerde şeker ve çay satın alındığı için misafire çay ikram etmenin daha makbule geçeceği adeti oldupunu öğrendim.

Çay gecikmişti. Muhtar çayın akıbetini öğrenmek için odaya gittiğinde öünmden bir köpek geçti Karşımda duran bir küpe kafasını sokup bir şeyler içip kaçtı.

Bu sırada hanımının yanından gelen Muhtar çok kızgındı. "Daha çayı yeni bulabilmiş bizim kaşık düşmanı." diye özür dilemeye başladı. Vakit boşa geçiyordu. Bir defa daha ayran içme ısrarım üzerine Muhtar evvel köpeğin ziyaret ettiği küpten bardaklarımıza ayran doldurup getirdi.

- Muhtar! dedim. Bu ayranı içemem.
- Hayır ola Beyim, bir şey mi oldu?
- Evet, biraz önce bir köpek küpe kafasını sokup bu ayrandan içti.
- Köpeğin rengi neydi Beyim?
- Köpeğin rengi ile bunun ne alakası var Muhtar? Diyelim ki beyazdı.

Muhtar hemen rahatladı. Ayran tepsisini uzatarak kesin bir ifade ile :

- Beyazsa zararı yok. İç Beyim iç, o bizim köpek...

Fahri Razi Yücel
(E) Kaymakam

Fahri Yücel Kimdir?

Fahri Yücel, Ankara / Sincen İlçesi Yenikent bucağında doğdu. 1954 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

Kaymakam adaylığı ve askerlik hizmetini müteakip 1958-1973 yılları arasında Palu, Tercan, Bozkır, Akçakoca, Dinar, Lapseki ve Alanya Kaymakamı olarak görev yaptı.

1963'te Türk-Alman Kaymakam Mübadelesi programı gereğince Almanya'ya gönderildi.

1969'da Almanca Devlet Lisan Sınavını kazandı.

1973'te Çalışma Bakanlığı'nca açılan sınavları kazanarak Hamburg Çalışma Ataşesi olarak görevlendirildi. 5 yıl süre ile oradaki işçilerimizin problemlerinin çözümüne yardımcı oldu.

1978'de tekrar İçişleri Bakanlığı'na dönerek Kuşadası Kaymakamlığı'na atandı.

1981-1988 yılları arasında Adana Vali Yardımcılığı görevinde bulundu.

1988'de Büyükçekmece İlçesi Kurucu Kaymakamlığına atandı.

1990-1992 yılları arasında Tekirdağ Vali Yardımcılığı görevini ifa etti.

1992 yılında Kurucu Kaymakam olrak Narlıdere'ye atandı. 

1997'de emekliye ayrılarak Narlıdere'ye yerleşti.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

Anı ve fıkra anlatmak, tenis sporu yapmak ve kanun çalmak başlıca hobileridir.